SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

BUYU’ ve İCARE BAHSİ

<< 3516 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

حَدَّثَنَا عَبْدُ اللَّهِ بْنُ مُحَمَّدٍ النُّفَيْلِيُّ حَدَّثَنَا سُفْيَانُ عَنْ إِبْرَاهِيمَ بْنِ مَيْسَرَةَ سَمِعَ عَمْرَو بْنَ الشَّرِيدِ سَمِعَ أَبَا رَافِعٍ سَمِعَ النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يَقُولُ الْجَارُ أَحَقُّ بِسَقَبِهِ

 

Ebû Râfi' (r.a), Rasûlullah (s.a.v.)'i şöyle derken işitmiştir:

 

"Komşu, (bir mal'a) yakınlığı sebebiyle (herkesten) daha çok hak sahibidir. "

 

 

İzah:

Buhari, şüf'a; Nesâî, buyu'; İbn Mâce, şüf'a; Tirmizî, ahkâm; Ahmed b. Hanbel, IV, 389, 390.

 

Hadis-i şerif, komşuluğun şüf'a sebebi olduğu görüşünde olanların delillerindendir. Karşı görüşte olanlar ise; hadîsin isnadında ızdırab olduğunu söyleyerek itiraz ederler. Sahih olduğu kabul edil­diği takdirde ise değişik te'villerde bulunurlar. Bu te'villeri şu iki maddede toplamak mümkündür:

 

1- Hadiste, komşunun şüf'aya hak sahibi olduğuna dair bir açıklık yok­tur. Bunun şüfaya ait olması muhtemel olduğu gibi, iyilik ve ihsanla ilgili olması da muhtemeldir. Çünkü iyilik ve yardıma en lâyık olan komşudur. Nitekim Rasûlullah (s.a.v.); "Benim iki komşum var, hangisine hediye vere­yim?" diye soran birisine: "Evi ve kapısı daha yakın olana" karşılığını ver­miştir.

 

2- Hadisteki "câr" kelimesi ortak manasına olabilir. O zaman hadisler arasında çelişki de olmaz. Önceki ve bu hadis aynı manayı ifade eder. "el-câr" kelimesinin komşu manasında kullanılma ihtimali; ortağın ortağa komşu olmalarından dolayıdır. Nitekim bu manadan dolayı, kadına da "câr" denildiği vakidir. Nitekim el-A'şâ bir beytinde, karısını kastederek, "Ey komşumuz, benden ayrıl çünkü sen boşsun" de­miştir.

 

Komşu için şüf'a hakkının sabit olduğunu söyleyen Hanefîler, yukarı­daki iddiaları şu şekilde cevaplamışlardır:

 

1- Hadisin ıztırab iddiasına maruz kalan isnaddan daha başka isnadlarla gelen rivayetleri de vardır.

 

2- Bundan sonra gelecek olan rivayette Hz. Nebi (s.a.v.); komşu­nun komşuya şefi' olabileceğini açıkça ifade buyurmuştur. Câbir b. Abdul­lah'tan gelen bu rivayet şu şekildedir: "Komşu, komşunun şüf'asına herkesten daha çok hak sahibidir. Eğer komşu gaipse, yollan bir olduğu zaman o ge­linceye kadar bekler." Aynı hadisi Tahavî, değişik birkaç isnad ile daha ri­vayet etmiştir.

 

3- Hadisteki "el-câr" kelimesi, komşu manasınadır. Ortak manasına kullanılmış olamaz. Ahmed b. Davud'un, Amr b. eş-Şerîd'den rivayet ettiği şu haber buna açık olarak delâlet etmektedir:

 

Misver b. Mahreme bana gelip, elini omuzuma koydu.

 

Gel beraberce Sa'd'e gidelim, dedi.

 

Sa'd b. Ebî Vakkâs'ın evine gittik. Oraya Ebû Râfi' (r.a) de geldi. Misver'e:

 

Şu Sa'd'e, arsasındaki iki evimi satın almasını emretmez (tavsiye et­mez) misin?! dedi.

 

Sa'd:

 

Vallahi, 400 dinardan zerre kadar fazla vermem, dedi. Ebû Râfi':

 

Sübhanallah! Ben onu peşin parayla 500 dinara aldım. Eğer Rasûlullah'ın; "Komşu, yakınlığı sebebiyle daha nüstehaktır" buyurduğunu duy­mamış olsaydım onu sana satmazdım, dedi.

 

Görüldüğü gibi bu haber, açıkça hadisteki "el-câr"m, komşu manası­na olduğunu gösterir. Kadına "câr" denilmesi de aleyhimize delil değildir. Çünkü kadına "câr" deniliyorsa, kocasına yakınlığından dolayı denilir. Eti, kemiği onunla .ortak olduğu için "câr" denilmemiştir.

 

Fehd b. Süleyman'ın, Şerîd b. Süveyd'den rivayet ettiği şu haber de Hanefîlere delildir:

 

"Rasûlullah'a; ya Rasûlullah, ortağı olmayıp sadece komşusu olan bir arazi satıldı (ne olacak)? dedim. "Komşu, yakınlığı sebebiyle daha çok hak sahibidir" buyurdu." Görüldüğü gibi, Efendimiz bu sözü, şüf'a ile ilgili bir soruya cevap olarak söylemiştir.